MNT Sağlık A.Ş. gündemde | Hem işçiye zulüm, hem hastaya risk

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası, MNT Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin yalnızca işçi haklarını ihlal etmekle kalmadığını, aynı zamanda hastaların hayatını riske atan uygulamalarda bulunduğunu belirterek kamuoyunu uyardı.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, özelleştirme politikalarının bir sonucu olarak sağlık alanında giderek artan taşeron şirketlerin ve özel sağlık kurumlarının denetimsizlikten güç alarak hem işçileri hem de hastaları mağdur ettiği ifade edildi. MNT Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin Türkiye genelinde birçok ildeki Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin nükleer tıp merkezlerinde ve İstanbul’daki bir onkoloji hastanesinde hizmet verdiği, aynı zamanda yurt dışında da özel hastanelerde faaliyet gösterdiği aktarıldı.

Hastalara hatalı radyoaktif madde uygulaması

Son olarak Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinin nükleer tıp merkezinde yaşanan skandala dikkat çeken Sağlık-İş, merkezin işletmesinin MNT Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye ait olduğunu hatırlattı. Türk Tabipler Birliği’nin incelemelerine göre, nükleer tıp hizmetlerinin özel bir şirket tarafından sağlanması sonucu bazı hastalara tiroid görüntülemelerinde gereğinden fazla, kalp görüntülemelerinde ise olması gerekenden az dozda radyoaktif madde verildiği tespit edildi. Bu durumun hastaların hayatını doğrudan tehdit ettiği vurgulandı.

Yanlış uygulamaların yıllardır sürdüğü belirtilirken, kaç hastanın bu nedenle kalp krizi geçirdiği ya da tiroid ve diğer kanser türlerine yakalandığına dair kesin verilere ulaşılamasa da, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına dikkat çekildi.

İşçi hakları ve sendikalaşma mücadelesi

Sağlık-İş'in açıklamasında, MNT’nin işçilerin sendikalaşma hakkına da saldırdığı ifade edildi. İşverenin sendikanın çoğunluk tespitine itiraz ederek süreci uzattığı, çalışanları asgari ücretle ve Nükleer Denetleme Kurumu’nun kurallarına aykırı koşullarda çalıştırdığı, çekim sayısını artırmak amacıyla işçiler üzerinde baskı kurduğu belirtildi.

Sendika, MNT’nin yıllardır sendikalaşan işçileri işten çıkardığını, mobbing uyguladığını ve işçi kıyımı yaptığını belirterek, şirketin şimdi de halk sağlığını tehdit etmesiyle yeniden gündeme geldiğini ifade etti.

“Sağlık kuruluşları ticarethane değildir”

“Sağlık kuruluşları ticarethane değildir” diyen Sağlık-İş, özelleştirme politikalarının derhal son bulmasını talep etti. Sağlığın tüm topluma ücretsiz hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan sendika, özel sektörde çalışan tüm sağlık emekçilerinin kamu kadrosuna alınması çağrısında bulundu. (Haber Merkezi)